Bu Blogda Ara

23 Aralık 2009 Çarşamba

EDİLGEN İDEALİZM

Toplumların refah ve gelişiminde aydınların öneminin tartışmasız olduğu bilinen bir gerçektir. Toplumların gelişmişliğinin, aydınlarının sayısıyla olduğu kadar, bu aydınların anlayışlarıyla doğru orantılı olduğu ise diğer bir gerçekliktir.
Şüphesiz aydın olmak bir ünvan veya akademik seviye değildir. Aydın olmak düzenli bir eğitimle ulaşılan kariyer de değildir. Aydın olmak için, kimsenin bilmediği bilgilere sahip olmanın da gerekli olmadığı kanaatindeyim. Aydın olmak popüler olmak da değildir. Aydın olmak, merkezi konularda özerk fikir sahibi olmayı gerektirir. Aslında aydın olmanın ne olduğundan çok aydın sorumluluğunun ne olduğu önemlidir. Gerçekten aydın teşhisi yapmanın bir faydası da olamaz. Zaten bu bir sayım meselesi de değildir.
Toplumların gelişiminde, aydınların varlığı ne kadar önemli ise, aydın boşluğu oluşması da o kadar tehlikelidir. Aydın boşluğu, aydınların eksikliğinden farklı, aydın olmayanların aydın kabul edilmesi durumudur. Nitekim, aydın sayılamayacak kimselerin aydın kabul edilmesi, aydın boşluğu doğuracak tehlikeli bir durumu ifade eder. Gerçekten, aydın vasfı kendisine bir ünvan gibi verilmiş kimselere, kimsenin bilmediği bazı bilgilere sahipmiş görüntüsü yaratan kimselere ve bir sebeple popüler olduğu için aydın olduğu kabul edilen kimselere sıkça rastlamak mümkündür. İşte bu durum, aydın boşluğu oluşmasına sebep olacak, örneklerin sayısının çokluğu ise aydın boşluğunun genişliğini belirleyecektir.
Aydın olmanın en önemli ve ilk sonucu aydın sorumluluğuna sahip olmak olup, toplumun aydın ihtiyacı da buna dayanmaktadır. Aydın sorumluluğu yoksa, aydınlarla toplum arasında bir ilintiden söz etmek de mümkün değildir. Tabii ki aydın olmadığı halde aydın kabul edilen kişilerde bir aydın sorumluluğu olması beklenemez. Bu kimseler, herkesin bildiği konuları sadece kendileri biliyormuş gibi davranarak edilgen tavsiyelerde bulunurlar. Çevreye duyarlı olunmalı, küresel ısınmaya engel olunmalı, sigara içilmemeli, yüksek sesle konuşulmamalı, eğitime önem verilmeli, spor yapılmalı vs. gibi edilgen tavsiyeler, aydın kabul edilenleri teşhis için yeterlidir. Bunlar sorumluluktan uzak dururlar. Tavsiyelerinde suçlayıcı ve kendini beğenmiş tavır sahibidirler. Bunlara göre yapılması gerekenleri hep başkaları yapmalıdır ve yapmamaktadırlar. İşte bu edilgenlik durumu, sorumluluk içermeyen, tipik bir edilgen idealizmdir.
Oysa aydın olmak, kendine "benim üstüme düşen nedir" sorusunu sormak ve "gerekeni yapmak" sorumluluğunu gerektirir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder